->$->$->$ DeeJay ArtistLaz In Da MiX $<-$<-$<- - Dini Bilgiler

                                     Dini Resimler


 Süleymaniye Camii

 Sultanahmet Camii

 Ayasofya Camii

 Topkapi Camii

 Medine Camii

 Mekke (kabe)

 Ortaköy Camii

 Sultanahmet Camii

 Mevlana Camii

                                                                              Dini Bilgiler

Peygamberimiz (SAV)

Hicret

Nur-i Muhammed (s.a.v)



Hicret

Hz. Peygamber (s.a.s) ve ashabinin Islâm devletini kurmak üzere Mekke'den Medine'ye göç etmeleri.

Medine'de bulunan Yahudiler bir Peygamber'in gelecegini biliyorlardi.
Medinelilerle aralan açilan Yahudiler onlara "Bir Peygamber gönderilmek üzeredir. O Peygamber gelince biz ona tabi olacagiz, Irem ve Âd kavimleri gibi sizin kökünüzü kaziyacagiz" diyorlardi

Hz. Peygamber (s.a.s), amcasi Abbas'la birlikte Akabe'ye geldi. Abbas henüz müslüman olmamisti. Ebu Talib'in vefatindan sonra peygamberimizle daha çok ilgilenmeye baslamisti. Bu ilgi kabile bagindan ileriye gitmiyordu. Toplantida ilk konusmayi Abbâs yapti; "Ey Hazrec toplulugu, bu benim kardesimin ogludur. Benim yanimda insanlarin en sevgilisidir. Siz onu tasdik ediyor onun getirdiklerine inaniyor ve kendisini alip götürmek istiyorsaniz, sizden bu hususta beni tatmin edici bir söz almak isterim. Siz ona vereceginiz sözü yerine getirebilecek ve kendisini muhaliflerinden koruyabilecek misiniz? Bunu geregi gibi yaparsaniz ne iyi; yok eger Mekke'den çiktiktan sonra kendisini yardimsiz birakacak rüsvay edecekseniz simdiden bu isten vazgeçiniz, onu birakimi. Yine kavmi arasinda ve yurdunda izzet ve serefiyle korunmus olarak yasasin."

Hz. Abbas'tan sonra Hz. Peygamber (s.a.s) konustu. Bundan sonra Medineli müslümanlar düsüncelerini söylece açikladilar: "Allah'tan getirdiklerine bilerek ve inanarak sana bey'at ediyoruz.
Biz, Rabbimiza bey'at ediyoruz Allah'in kudret eli ellerimizin üzerindedir. Kendimizi, ogullarimizi, kadinlarimizi esirgeyip korudugumuz seylerden seni de, esirgeyip koruyacagiz. Eger bu ahdimizi bozarsak, Allah'in ahdini bozan, yaramaz, bedbaht insanlar olalim. Ya Rasûlallah! Biz ahdimizde sadikiz".

Peygamberimiz iki sart ileri sürdü, "Rabbim için sartim: O'na hiç bir seyi ortak kosmamaniz yalniz O'na ibadet etmeniz, kendinizi, çocuklarinizi, kadinlarinizi esirgeyip korudugunuz seylerden, beni de esirgeyip korumanizdir" buyurdu. Medineliler: "Böyle yaptigimiz zaman
bizim için ne var" dediler. Allah Rasûlü de: "Cennet var" buyurdular. Medineliler "bu kârli alis veristir" deyip Allah Rasûlüne bey'at ettiler.

Hz. Peygamber (s.a.s)'in Medine'ye gelisi Medineli mü'minleri büyük bir sevince bogdu.Bütün mü'minler, evlerinin damina çikmis; gençler ve hizmetçiler yollara dökülmüsler
"Yâ Rasûlallah! Yâ Muhammed! Yâ Rasûlallah!" diyerek bagiriyorlardi.
Çocuklar ve hizmetçiler, yollarda ve damlarda "Rasûlullah geldi! Allahû ekber! Muhammed geldi! Allahû ekber! Muhammed geldi! Allahu ekber, Muhammed geldi! diyorlar, Habesliler de, sevinçlerinden kiliç kalkan oynuyorlardi.

Kadinlar ve çocuklar, hep bir agizdan: "Vedâ tepelerinden dolunay dogdu bize Allah'a yalvaran oldukça, sükür etmek gerekir halimize, Ey bize gönderilen Peygamber! Sen boyun egmemiz gereken bir emr ile geldin bize" diye siirler okuyorlardi. Berâ' b. Âzib: "Peygamber (s.a.s) Medine'ye gelince, Medinelilerin Rasûlullah'a sevindikleri kadar hiç bir seye sevindiklerini görmedim demistir.Enes b. Mâlik de: "Ben, Rasûlullah'in Medine'ye girdigi günden daha güzel, daha parlak bir gün görmedim" der. Rasûlullah Medine'ye varinca mü'minlerin her biri kendi evinde agirlamak istediler ve bu konuda yarisircasina hareket ettiler.
Rasûlullah'i misafir edebilmek için devesinin önüne geçiyorlardi. Efendimiz onlara "Devenin yolunu açiniz! Nereye çökecegi ona emir buyurulmustur" diyordu.




Mirac
0

Miraç

Arapça'da merdiven, yukari çikmak, yükselmek anlamlarini dile getirir.
Islam'da Hz. Peygamber (s.a.s)'in göge yükselerek Allah'in huzuruna kabul edilmesi olayi. Mirac olayi hicretten bir yil ya da onyedi ay önce Receb ayinin yirmi yedinci gecesi gerçeklesir. Olayin iki asamasi vardir. Birinci asamada Hz. Peygamber (s.a.s) Mescidül-Haram'dan Beytü'l-Makdis'e (Kudüs) götürülür. Kur'an'in andigi bu asama, gece yürüyüsü anlaminda isra adini alir. Ikinci asamayi ise Hz. Peygamber (s.a.s)'in Beytü'l Makdis'ten Allah'a yükselisi olusturur. Mirac olarak anilan bu yükselme olayi Kur'an'da anilmaz, ama çok sayidaki hadis ayrintili biçimde anlatilir.

Hadislerde verilen bilgiye göre Hz. Peygamber (s.a.s), Kâbe'de Hatim'de
ya da amcasinin kizi Ümmühani binti Ebi Talib'in evinde yatarken Cebrail
gelip gögsünü yardi, kalbini Zemzem ile yikadiktan sonra içine iman ve
hikmet doldurdu. Burak adli binege bindirilerek Beytü'l-Makdis'e getirildi.
Burada Hz. Ibrahim, Hz. Musa, Hz. Isa ve diger bazi peygamberler tarafindan karsilandi.
Hz. Peygamber (s.a.s) imam olarak diger peygamberlere namaz kildirdi.

Hz. Peygamber (s.a.s), Beytü'l-Makdis'te kurulan bir Mirac'la ve yaninda
Cebrail oldugu halde göge yükselmeye basladi. Gögün birinci katinda Hz. Adem, ikinci katinda Hz. Isa ve Yahya, üçüncü katinda Hz. Yusuf, dördüncü katinda Hz. Idris, besinci katinda Hz. Harun, altinci katinda Hz. Musa ve yedinci katinda Hz. Ibrahim ile görüstü. Cebrail ile birlikte yükselis Sidretü'l-Münteha'ya kadar sürdü. Cebrail, "Buradan bir parmak ucu ileri geçecek olursam yanarim" diyerek Sidretü'l Münteha'da kaldi. Hz. Peygamber (s.a.s) buradan itibaren Refref adli baska bir binekle
yükselisini sürdürdü. Bu yükselis sirasinda Cennet ve nimetlerini, Cehennem ve azabini müsahede etti. Sonunda Allah'in huzuruna kabul edildi. Kendisine ümmetinden Allah'a sirk kosmayanlarin Cennet'e girecegi müjdelendi, Bakara suresinin son ayetleri verildi ve
bes vakit namaz fari kilindi. Yeniden Refref ile Sidretü'l-Münteha'ya, oradan Burak'la Kudüs'e, oradan da Mekke'ye döndürüldü.

Hz. Peygamber (s.a.s) ertesi günü Mirac olayini anlatti. Olayi duyan müsrikler yogun bir kampanya baslatarak Hz. Peygamber (s.a.s)'i suçlamaya, alaya almaya basladilar. Bu kampanya bazi müslümanlari da etkileyerek süpheye düsürdü. Olayin gerçek olup olmadigini arastirmak isteyenler Beytü'l-Makdis'e ve Mekke'ye gelmekte olan bir kervana iliskin sorular sorarak Hz. Peygamber (s.a.s)'i sinadilar. Hz. Peygamber (s.a.s)'in verdigi bilgilerin dogrulugu müslümanlari süpheden kurtardiysa da müsriklerin inatlarini kirmaya yetmedi. Mirac olayi inatlarini ve düsmanliklarini artirarak onlar için bir fitne nedeni oldu. Bu olay karsisindaki tutumu nedeniyle Hz. Ebu Bekr, Hz. Peygamber (s.a.s)'ce "Siddîk" lakabiyla onurlandirildi. Hz. Ebu Bekir olayi kendisine
anlatarak hala inanmaya devam edip etmeyecegini soran müsriklere "O söylüyorsa süphesiz dogrudur" cevabini vermisti.

Ahad hadislere dayansa da Mirac olayinin gerçekliginde tüm müslümanlar birlesmislerdir. Ancak olayin gerçeklesme biçimi Islam bilginleri arasinda görüs ayriliklarina neden olmustur. Buna göre Ibn Abbas'in da içinde bulundugu bazi bilginlere göre Mirac olayi uykuda gerçeklesmistir.
Bilginlerin büyük çogunluguna göre ise uyku durumunda ve rüyada degil, uyanik iken gerçeklesmistir. Fakat bu görüsü savunanlar da Mirac'in yalniz ruhlami, yoksa hem ruh, hem de bedenle mi oldugu konusunda
ikiye ayrilmislardir. Sonraki Kelamcilarin büyük çogunluguna göre mirac olayi uyanikken hem ruh, hemde bedenle gerçeklesmistir. Içlerinde Hz. Aise'nin de bulundugu bazi bilginlerle mutasavviflarin büyük
çogunluguna göre ise uyanik durumda iken ama yalniz ruhla gerçeklesmistir.

Mirac olayinin gerçeklestigi gece müslümanlarca kadir gecesinden sonraen
kutsal gece sayilmis ve bu gecenin ibadetle ihyasi geleneklesmistir.
Osmanlilar döneminde, camiler kandillerle donatildigi için Mirac kandili
olarak anilan geceyi izleyen gün, cami ve tekkelerde Mirac olayini anlatan
ve Miraciye adi verilen siirlerin okunmasi, dinleyenlere süt ikram edilmesi de bir gelenekti.
Dogumu

Nur-i Muhammed (s.a.v)



Dogumu

Peygamberimiz Fil vakasindan 50 gün sonra ,Rebiullevvel ayinin on ikinci Pazartesi günü,tan yeri agarirken, Mekke`de dogdu.


PEYGAMBERIMIZ DOGDUGUNDA BAZI HADISELER VUKU A GELDI

Peygamberimiz dogdugunda bazi hadiseler vuku a geldi,
bunlardan bazilarini söyle siralayabiliriz:
Peygamberimiz,Anadan Sünnetli ve göbegi kesik olarak dogdu.
Peygamberimiz dogarken, çocuklarin yere düstükleri gibi düsmeyip ellerini ,
yere dayamis basini semaya kaldirmis olarak dogdu.Peygamberimiz dogdugu zaman, bir yildiz dogmus ve bilginler, bu yildizin dogdugu gece,Ahmed dogmustur Dediler. Bir çok Yahudi Alimi Tevrat tan inceleme ile peygamberimizin bu gecede dogdugunu yakinlarina bildirmislerdir. Peygamberimiz dogdugu gece Kisranin sarayindan on dört serefe yikildi Iranlilarin,bin yildan beri hiç sönmeden yanan Atesgedeleri
sönüverdi.Save Gölünün suyu çekildi.Sema ve Vadisini su basti.
Iran Sahi, Araplarin, ülkesini istila edecegini rüyasinda gördü,ve telasa düstü.



PEYGAMBERIMIZIN BABASI HZ.ABDULLAH

Peygamberimizin babasi Hz. Abdullah Kureys'in ileri gelen delikanlilarindan idi. Güzel yüzlü, iki gözü arasinda peygamberlik nurunu tasiyordu.
Mekkenin bütün genç kizlari onunla evlenmek için can atarlardi.
Babasina o kadar itaatliydi ki babasinin izinden hiç çikmazdi. Hatta birinde babasi Abdulmuttalip Allaha dua etmis ve Allahim eger bana on erkek evladi verirsen onlardan birini senin için kurban edecegim demis, on evladi olunca da Allaha verdigi sözü tutmak için oglu Abdullahi kurban etmek istemistir.Oglu Abdullah babasina itiraz etmemis ve boyun egmistir. Etraftan yapilan elestirilerle oglunu kurban etmekten vaz geçmis onun yerine 100 Adet Deve kurban etmistir. Hz. Abdullah Hz. Amine ile evlendikten Kisa bir müddet sonra gittigi ticaret kervanindan dönerken yolda hastalandi. Medine'de dayisi Beni Adiy bin. Neccarin yaninda bir ay hasta aldiktan sonra vefat etti.Hz. Abdullah vefat ettigi zaman Peygamberimiz henüz Anne karninda alti aylikti.



PEYGAMBERIMIZIN EVLENMESI

Peygamberimiz hazreti Hatice adina ticaret yaparken,
Peygamberimizdeki harikulade halleri görmüs ve yardimcisi
Meysele ile Peygamberimize evlilik teklif etmisti.
Peygamberimiz bu teklifi kabul ederek Kureyslilerin
en soylu kadinlarindan olan hazreti Hatice ile evlendi.



PEYGAMBERIMIZIN COCUKLARI

Peygamberimizin, hazreti Haticeden,iki erkek çocugu,
dört kiz çocugu dogmustur Isimleri söyleydi:
Kasim, Abdullah, Zeynep,Rukayye ,Ümmü Külsüm,Fatima
ve Misirli esi Mâriye'den de Ibrâhim adli bir oglu olmus, fakat Hicretin 10'uncu yilinda henüz iki yasina girmeden ölmüstür.

Kostenlose Homepage erstellt mit Web-Gear

Zum Seitenanfang